Değerli anne ve babalar,
Güzel İzmir’imizin seçkin semti Güzelyalı’mızda, tarihe 1800’lerden beri tanıklık etmiş binamızdan sizlere ‘merhaba’ diyoruz. Alanında uzman Türk ve Yabancı öğretmen kadromuz eşliğinde, çift dilli erken çocukluk eğitimine başlıyoruz.
Biz de sizler kadar heyecanlıyız.
Benim hikayem, kendi mezun olduğum Özel bir Kolejde, İngilizce öğretmenliği ile başlayıp, İlköğretim Müdürlüğü ve Anaokulları Akademik Direktörlüğüyle, 19 yılı yöneticilikle geçen, toplamda 25 yıl sürdürdüğüm bir eğitimcilik serüveni. Son 3 yıldır ise Icf Koçluğu, Eğitim danışmanlığı ve seminer konuşmacısı olarak kendi şirketimle devam eden yolculuğuma; ‘’Bu tecrübe, birikim ve idealistlikle, hayalimdeki Anaokulu fikri de neden aynı anda hayata geçmesin?’’ diyerek yeni bir yol daha açıyorum.
Çocuklar hepimizin geleceği, çocuklar hepimiz için hayattaki her şeyden daha değerli.
‘’Sahne tozunu bir kere yuttun mu…’’ dedikleri olay var ya tiyatrocular için, işte eğitimin içinde yıllar geçirince de aynısı oluyor. Çocuklar için en iyisini tasarlamak, onların mutlu olduğunu görmek, çocukların ve velilerin hayatlarına dokunmak, birbirimizden sürekli öğrenmek hayata anlam katıyor. Şimdi yılların gözlemiyle, süzgeçten geçenler bu okulun tasarlanmasında çok pay sahibi. Erken çocukluğun tüm yaşama etkisi, çocukların yaş ve gelişim özelliklerine göre ihtiyaçları, ebeveynlerin ilk deneyimlerindeki kaygı ve içsel sorgulamalarında yalnız olmadıklarını bilmeleri mutlu ebeveyn ve mutlu çocuk, mutlu aile, mutlu toplumun yaratılmasında en önemli etken.
Erken çocukluk döneminde hareket ve oyunla öğrenme, yaşam becerilerini kazanma, hayallerin sınırlarını zorlama, özgüven, öz şefkat, öz disiplini elde etme, öz bakımda beceri sahibi olma ve en önemlisi duygusal regülasyonu sağlama konularında çocuklarımızı bilinçlendirmek ana hedefimiz.
Merak eden, keşfeden, öğrenmeyi öğrenen çocuklar, eleştirel düşünmeyi, kendini ifade etmeyi, kendi olmayı başaran çocuklar; yetişkin hayatlarında daha başarılı olmaktalar.
Yetişkinlikte farkındalık kazanmak için çokça zaman harcamak gerekliyken, bunu erken çocukluk döneminde, bütünsel iyilik ve duygusal izlemle alışkanlık haline getirmek, çocuklarımızın rahat ergenlik, mutlu yetişkinlik zamanlarına temel olurken, doğru kararlar almalarını ve doğru seçimler yapmalarını sağlar.
Kendini rahatça ifade eden, yaş gereği hareket ihtiyacı duyan çocukları, saatlerce oturup kitap bitirtmeye çalışmak, ders saatleri adı altında sıkı kurallarla kendi planlarımızı yapmaya zorlamak, boşa çabadır; gerçeklikten kopuştur. Çocukların, konsantrasyon süreleri sınırlıdır. Tıpkı midelerinin alacağı yemek miktarının sınırlı olduğu gibi. Okul öncesinde planlar hızla değişebilir, etkinlikler farklılaşabilir. Çocukların ilgi, ihtiyaçlarına göre anlık revizyonlar gerekebilir. Çocukları iyi tanıyarak, gözlemi sağlıklı ve sürekli tutarak öğretmenlerimiz ahengi yakalarlar. Okul öncesinde geçirilen her an, bir öğrenme anıdır. Sürdürülebilir bir eğitim öğretim hayatı için, ilk önceliğimiz çocuklara baskı yapmadan, okul fobisi oluşturmadan; sevgiyle gelişmelerini sağlamaktır.
Öğrenme illa derslikte gerçekleşmek zorunda değildir. Bahçe her zaman güçlü bir öğrenme alanıdır, üstelik hareket ederek öğrenmek kadar hızlı, keyifli bir öğrenme şekli yoktur.
Her çocuk biricik ve özeldir. Her çocuğun kendi öğrenme ritmi vardır. Tıpkı bizler gibi, açığa çıkarılmayı bekleyen potansiyelleri, erken çocukluk eğitiminde ortaya çıkar. Çocuk diye farklı bir organizma yoktur, hepimiz çocuk olduk. Ve hala içimizde çocukluğumuza dair parçalar var. Bu bilinçle hareket etmek hepimizde farkındalık sağlar.
Okul içinde sürekli konuşulan yabancı dil, spontan öğrenmeyi getirir. Ana dillerini de öyle öğrenmediler mi? Ana dili İngilizce ve Fransızca olan öğretmenlerimizle telaffuz konusunda da bir adım önde ve akıllarına kazınmış bir temelle, buradan ilkokula uğurlanacaklar.
Çocukların çocukluklarını yaşayacakları, velilerimizi de workshoplarla destekleyeceğimiz, veli çocuk etkinliklerimizle sağlıklı bağ ve kaliteli zamanı yakalayacağımız, ancak her şeyden önemlisi, özgür ancak sınırlarını başkalarının sınırlarını aşmadan bilen çocuklar yetiştireceğiz.
Farkımız, sırf branş çeşitliliği sunmak için günün moda tabirleriyle çeşitlilik yarattığımızı sanmanıza sebep olmak yerine, erken çocukluk dönemine uygun, onları hayata hazırlayacak, sosyal ve duygusal, bilişsel ve fiziksel gelişimlerine katkı için yapılması gerekenleri, branş dediğimiz işin uzmanlara emanet etmek. Yapılan her branşın mutlaka çocuk gelişimine yaş özelliğini de dikkate alarak çocuğun bugününe ve geleceğine hizmet etmesi gereken bir beceri kazanımı olduğunu bilelim.
21. yüzyıl becerilerinin en önemlisinin iletişim ve kendini doğru ifade etme ve sunum rahatlığı olduğunun farkında olalım. Çocuklar istedikleri kadar okuyup ders çalışsınlar, kendini ve yaptıklarını ifade edemeyen, özgür düşüncesi kısıtlanmış, fikrini belirtmekten korkan, kendilik onayı için kendi olmaktan vazgeçen insanlardan sizler de sıkılmadınız mı?
Yabancı dili gramerde ezbere bilen, konuşma konusunda pratik eksikliği ya da yanlış yapma korkusuyla çekimser davranan çok insan tanıyor olduğunuzu düşünüyorum.
Günümüzün en önemli eksiklerinden olarak gözlemlediğim görgü kuralları konusuna, daha çok eğileceğiz. Biz ilerde bulunduğu ortamda, her hali ve her duruşuyla fark yaratan bireyler yetiştireceğiz.
Gelin bunları birlikte başaralım.
Okul, aile bağının öneminin çocuğa kattıklarını beraber gözlemleyelim.
Ortak noktamız, çocuklarımız. Çocuklarımızın geleceği için beraber çaba gösterelim. Mutlu çocuklar, mutlu gelecek için kenetlenelim.
Sevgiyle;
Burçin Kızak
Özel İncir Ağacı Anaokulu Kurucu Müdürü